İmaretler, Osmanlı Devleti’nin en değerli hayır kurumlarından biridir. Yoksullara yardım amacıyla oluşturulan aşevleri, önceleri şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine yiyecek, giyecek ve sağlık yardımı sağlarken daha sonra sadece yemek verilen mekânlara dönüşmüştür. Aşevlerinin giderleri aşevini yapanın kurduğu vakıf vasıtasıyla karşılanırdı.
Bu içeriğimizde aşevleri hakkında bilgiler bulabilirsiniz.
İmaret nedir?
İmaret veya imarethane, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki fakirlere yardım etmeyi amaçlayan bir hayır kurumudur. Bu kurumlar başlangıçta giyim ve sağlık yardımı yaparken daha sonra gıda yardımı yapan bir kurum haline gelmiştir.
İmaretlerin giderleri aşevini yapanın kurduğu vakıflardan karşılanırdı. Osmanlı Devleti’nin ilk aşevi İznik’te kurulmuştur. Bunun dışında hemen hemen her külliyede bir imaret bulunmaktaydı.
Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Fatih İmareti’nin kitabesinde aşevlerinin işlevi şöyle ifade edilmektedir:
“Bir şehirden başka bir şehre gelen misafirler, üç gün aşevinde yatıp, aşevinin mutfağından yedirilip içilir ve aşevinin ‘kervansaray’ında yedirilir, yedirilir. Üç günden fazla misafir olmayacağı için serbest bırakıldı’
Evliya Çelebi de Seyahatname’sinde imaretleri şöyle anlatır:
’51 yıldır bir fakir olarak gezerim ama 18 hükümdarın egemenliği altındaki bölgelerde bizimki gibi gıpta edilecek bir kurum görmedim.’
İmaretlerin Özellikleri ve Amaçları
Fakirlere, ihtiyaç sahiplerine, öğrencilere ve yolculara yemek dağıtmak için imaretler kuruldu.
İmaretlerin özellikleri ve amaçları şu şekilde açıklanmaktadır:
Genellikle külliyelerin içinde bulunur.
Plan olarak dikdörtgendir.
Ortada mutfak, fırın, yemek odaları ve ofislerle çevrili açık bir avlu vardır.
Giderleri aşevi sahibinin kurduğu vakıf tarafından karşılanır.
Yoksullara, ihtiyaç sahiplerine, yolculara ve öğrencilere gıda ve sağlık hizmetleri sunmaktadır. Zamanla sadece yemek servisi yapan bir kuruma dönüşmüştür.
Günde iki öğün yemek veriliyordu.
Aşevinde misyonerler
Aşevindeki misyoner sayısı, kurumun büyüklüğüne veya küçüklüğüne göre değişiyordu. İstanbul’daki büyük aşevlerinde aşevi, kâhya, katip, nakib, bevvab, aşçı, fırıncı, kiler, kiler memuru, ambarcı, et hamal, buğday ve pirinç ayıklayıcı, bulaşıkçı, bowleş, ferraş, kayyum, çerağdar ve hamallar misyonlardır. yapıyordu. Bunlardan imaretin piri yöneticidir ve yapılan bütün işleri denetler. Misafirleri ağırlamak ve takdir edilmelerini sağlamak.
Kahya: İmaretin gerekli beslenme özelliklerini sağlar.
Katip: Fiyat gelir gider kayıtları.
mağaza görevlisi: Satın alınan malzemelerin korunmasını ve gerektiğinde mutfağa verilmesini sağlar.
Kasekuy: Mutfakta aşçı yardımcısı olarak çalışıyordu.
Ferraş, Kayyum ve Ceragdar: Bütün aşevinin bakımını ve temizliğini o yapardı.
İmaretleri Kimler Kullandı?
İmaretleri öncelikli olarak kullananlar külliyedeki memurlar ve öğrencilerdi. Ayrıca şunları kullandı:
Ayrıca aşevlerinde ihtiyaç sahibi herkese yemek dağıtıldı. Büyük bir aşevinde, site dışındakilerle birlikte yaklaşık 2000 kişiye yemek verilebiliyordu.
En Değerli İmarethaneler
İstanbul’da çoğunlukla bir külliyede yer alan aşevlerinin en ünlüleri şu şekildedir:
fatih
Bayezid
haseki sultan
Prens
Süleymaniye
Atik Valide Sultan
Sultan Ahmet
Yeni Valide
Nuruosmaniye
laleler
mihrişah sultan